1. (a) başıboş kalmak.
    The students ran wild during vacation. (b) yabanileşmek, azmanlaşmak.
    The
    violets are running wild in the flower bed.
  2. (a) başıboş/serseriyane dolaşmak, başıboş kalmak, haytalık yapmak.
    Those children are allowed to run
    wild. (b) (bitki) yabanîleşmek, azmanlaşmak, çabucak büyüyüp her tarafı kaplamak.
    The rambler roses are running wild.